6 Nisan 2010 Salı

Neler Oldu Neler

Bir heves yazmaya başladıktan sonra devam edemedim ne yazık ki çünkü bu arada ürtiker oldum. Çok şiddetli ve dirençli bir tip olduğu için bu hafta tüm hayatımı etkiledi bu durum. Buyrun ayrıntılar:

Diyette ilk hafta..

Buraya yazdığım gecenin sabahında ilk iş tartıldım. Evdeki dijital tartıda 97.4 geldim :( İki gün önce 96 küsur geldiğim için çok takılmadım gene kilo aldım diye. Bu kiloyu başlangıç kilosu olarak baz almaya ve haftada 1 gün tartılmaya karar vererek başladım diyete.

İlk gün yemek hazırlarken tabağa koyduğum yoğurdun kaymağından atmıştım ağzıma onun dışında listeme sadık kaldım. (Bu liste, daha önce gittiğim diyetisyenin verdiği ve benim diyetim boyunca rehberim olacak liste. Listeyi ayrı bir başlıkta detaylı yazacağım.)

İkinci gün gene önemli bir falsom olmadı, ama çocuklarla ve günlük işlerle ilgilenirken listeye uymak zor oluyor, çünkü en önemli olan şey zamanında öğünleri almak ve bol su içmek oysa ben öğle yemeğini saat 4'te yiyebildim.

Üçüncü gün hafif tavsamalar oldu mesela evde yaptığımız kekten 2 dilim yedim, akşam yemeğinde ekmek yemeyerek telafi edeyim dedim ama az da olsa ekmek yedim gene.

Ürtiker döktüm!

Üçümcü günün gecesinde oldukça yoruldum iki ufaklık da mızmızlık etti, babaları erkenden (21.30) uyuduğu için ikisini de idare etmek, yedirmek, temizlemek, giysi değiştirmek, uyutmak vb. bana kaldı ve bunları aynı anda yapmak buraya yazıldığı kadar kolay olmuyor. Kan ter içinde ikisini de yatırmayı başardığım zaman saat 23.00 olmuştu. Gece öğününde meyve var aslında ama sabah da elma yemiştim ve farklı bir şey baktım. Önce çekirdek aldım önüme (1 çay bardağı kadar yiyebilirim listeme göre), onu yedim kesmedi, ben de kalorisi az olur diye dolaptaki lor peynirinden maydonozla beraber yemeğe karar verdim. Onu yedim, tv seyrederken gerdanımda ve boynumun altında hafif kabartılar oldu, kaşınıyordu da. Kısa sürede artınca şaşırdım hatta eşimi uyandırıp gösterdim. Gece yarım civarı yattım, çok rahatsız uyudum, sabaha karşı dayanamadım. Eşimi uyandırdım, "oğlana dikkat etmesini rahatlayabilmek için duş alacağımı" söyledim. Saat 5.00'te duştan çıktım vücudum felaket haldeydi, önceden sivrisinek ısırığı büyüklüğünde olan döküntülerden bazıları (örneğin göğüs üzerindekiler) elim büyüklüğünde kabartılara dönüşmüş, şişmişti. Çok yaygın, yanan, kaşınan döküntülerle saat 7.00'ye kadar dayanabildim, Kadıköy Şifa Ataşehir'i arayarak geçen sene gittiğim cildiyeciden randevu adım. Annemleri de çağırdım, doktora babamla gittik. Babam zaten görür görmez ürtiker olduğunu söylemişti, onun uzmanlık dalı ile de biraz ilgili olduğu için "iğne ve hap tedavisi uygulanacağını büyük ihtimalle 2-3 gün içinde geçeceğini" de söyledi.
Halk arasında "kurdeşen" de denen ürtiker tedavisinde allerji hapları, gerekirse (ki gerekiyor) kortizon uygulaması (iğne ile, serumla ya da ağızdan) kullanılıyor. Doktorum hemen kalçadan 2 iğne (biri allerji için diğeri kortizon) ve 2 ilaç (allerji hapları) ile tedaviye başlamamızı, rahatlama olmazsa ilave bir ilaç daha alacağımı, geçmezse tedaviyi yeniden düzenleyeceğimizi söyledi. Ne yazık ki geçmedi, hatta sonraki günler artarak devam etti, bir kere daha kalçadan 2 iğne, sonra damardan kortizon, var olan haplara ek olarak ağızdan günde 3 kere kortizon hapları tedavime eklendi. Tüm bunlara rağmen ancak 5-6 gün sonra azalma başladı.
Bugün itibariyle iyiyim, tamamen geçmedi bu yüzden haplara (kortizon+alleri hapları ) 15 gün kadar devam edeceğim, umarım ondan sonra tamamen biter bu kabus.
Peki neden olmuş? Kesin sebep yok. Akut durumlarda en önemli 3 etken ilaç, stres ve gıda. İlaç kullanmıyordum stres ve gıda etkili olabilir ama (lordan şüphelendik önce) babam tek başına gıdadan olsa bu kadar şiddetli ve inatçı olamayacağını, ancak tetikleyici bir neden olabileceğini belirtti. Diyete girmiş olmak, son dönemlerde çocukların bakımından dolayı bunalmış olmak önemli etken sanırım.

Bu arada Diyet..

Bu durum yediklerimi ve diyetimi çok etkiledi tabi. Hem de ne etkilemek. Şahtı şahbaz oldu diyebilirim bu duruma :) Zaten istediğimi yiyemiyordum seçenekler çok daha kısıtlandı. İki bakımdan dikkat etmek zorundayım:
1) Kortizon kullanıyorum ve şişmemek için, vücudum tuz tutmasın diye bir gram bile tuz almamalıyım. Unlu ve şekerli gıdalar da yenmemeli. Ayrıca 3-3.5 lt kadar su içmeye çalışıyorum. Yemekleri tuzsuz yapmanın yanı sıra zeytin, peynir, ekmek vb. ürünleri de yiyemiyor ya da tuzsuz olanlarını (örneğin tuzsuz ekmek) tercih ediyorum.
2) Alerji yapabilecek gıdalardan uzak durmalıyım. Bunlar arasında tüm kuru yemişler, yumurta, süt ürünleri, domates, muz, kivi, çilek vb. meyveler, balıklar ve deniz ürünleri, baharatların pek çoğu, sakatatlar ve şarküteriler ve bunlarla pişirilmiş gıdalar (örneğin domatesli bulgur pilavı) var. Yani ne var ne yoksa yasak. Hele ilk günlerde hayvansal proteinler de yasak olduğu için neredeyse hiçbir şey yiyemedim. Patates haşlaması ve elma ile geçirdim birkaç günü. Hoş zaten ilaçların uyutucu etkisi yüzünden paso uyudum :)

Sonuç

Her şerde bir hayır vardır sözü burada kullanmak için çok uygun. İki bakımdan faydası oldu oldu bana durumun:
Birincisi ilk haftanın sonunda 97.4'ten 95.2'ye düştüm. Yani haftada 2.2 kg verdim ki bu son derece iyi. Diyetisyene giderken haftada 1 ve üzeri sonuçlar çok başarılı sayılıyordu :)
İkincisi bu derece sıkı diyet yapınca diyet konusuna iyice angaje oldum. Yani bu duruma mecburen alıştım diyelim. Benim gibi herşeyi tuzlu seven biri "en kalorisiz yiyecek bile nimetmiş, yeter ki bir gıdımcık tuz atabilseydim" dersini çıkardı. Bünye daha az yemeye biraz daha sancısız şekilde alışmaya başladı. Bol su içmeyi alışkanlık haline getirmeye başladım. "Vaktim yok, çocuklardan mümkün olmuyor" bahanelerini biraz kırdım. Tamamen kıramam çünkü bu benim hayatımın gerçeği! Çocukların yemeği, tuvaletleri, oyunları vb. derken arada ara öğünümü hazırlayayım, su içeyim zor gerçekten ama bunlara pratik yollar bulabiliyor insan. Bu pratik yolları da sonra yazayım artık çünkü oldukça uzun oldu ve yoruldum :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder